20 Eylül 2015 Pazar

Kumdan Kale Mucizesi

Liglerde 1991-1992 sezonu bitmiş, o yıl Avrupa Şampiyonası'na katılamayacak olan Danimarkalı futbolcular güzel dünyanın güzide tatil beldelerinde tatil yapmaya başlamışlardı. Ancak tatil planlarını iptal edecek bir habere bu kadar sevinecekleri hiçbirinin aklına gelmezdi.

O dönem sekiz takımla düzenlenen turnuvaya katılma hakkı elde eden ancak ülkede çıkan iç savaş ve bölünme süreci nedeniyle turnuvadan çekilen Yugoslavya'nın yerine, eleme gruplarında Yugoslavya'nın ardından ikinci sırada yer alan Danimarka turnuvaya davet edilmişti.

İsveç'te yapılan 1992 Avrupa Şampiyonası'nın destanı burada yazılmaya başlamıştı. Danimarka Milli Takımı oyuncuları apar topar plajlardan toplandı. Danimarka futbolunda ismi altın harflerle yazılı olan Michael Laudrup, o zaman ki Milli Takım hocası olan Richard Møller Nielsen'in oyun sistemini beğenmemiş yahut denizden, plajlardan kopmak istememiş olacak ki takımla şampiyonaya gelmeyi reddetmişti.

Yalnızca televizyondan izleyebilecekleri şampiyonada artık onların da söyleyecekleri vardı! 


İSVEÇ,İNGİLTERE,FRANSA...
Danimarka, Şampiyonaya geldiği için şanslı, ölüm grubuna düştüğü için oldukça şanssızdı. Ölüm grubu dediğime bakmayın zaten iki grup vardı ve yalnızca 8 takım kupa için mücadele edecekti.

İlk tur grupta İngiltere'yle 0-0 berabere kalan Danimarka, önce İsveç'e 2-1 yenilmiş grubun son maçında ise Fransa'yı 2-1 yenmeyi başarmıştı. Peter Schmeichel, Flemming Povlsen, Henrik Larsen gibi yıldızlara sahip Danimarka gruptan çıkarak ilk sürprizine imza atmıştı.

Danimarka grupta ikinci olmuş ve çapraz eşleşmeyle Van Basten'li, Koeman'lı, Bergkamp'lı Hollanda'nın rakibi olmuştu. Formaların sırtında isim yazılı olan ilk turnuva olan şampiyonada ismini alemlere tanıtmak isteyen bir Danimarkalı sahneye çıkmıştı, Henrik Larsen...

Larsen, Hollanda ağlarına 2 gol yollamış Danimarka penaltılarla Hollanda'yı saf dışı ederek finale yükselmişti.

Plajda kumdan kale yapan Danimarkalı futbolcuların kupaya uzanmak için şimdi gerçek kalelere ihtiyaçları vardı.


Futbol otoritelerine göre Danimarka'nın finalde, yıldızlar topluluğu Almanya'ya karşı şansı yoktu. 26 Haziran 1992 günü Vikingler, Larsen ve Vilfort'un attığı gollerle Almanya'yı 2-0 mağlup edip kupaya uzanırken bu anı yaşayan milyonlarca futbol severe çocuklarına hatta torunlarına anlatacak bir hatıra bırakmıştı.

Tarih yazan Vikingler, yıllarca konuşulacak bir turnuvayı kazanıp, tatillerine boyunlarındaki madalya ile daha derin denizlerde devam edeceklerdi...


18 Eylül 2015 Cuma

Bir Hayal Efsane Yaratır Mı?

Eğer bir gün bu soruyla karşılaşırsanız, cevabının şüphesiz "evet" olmasının sebebi olacak anlatacaklarım.

İskoçya tarihinin yüz akı, Liverpool efsanesinin mimarı, kırmızıya aşık bir dahi  Bill Shankly...
Her futbol efsanesinin keşfedilme hikayesi vardır. Bill'in ki biraz daha dramatik. Daha 14 yaşındayken ailenin geçimini sağlamakta zorlanan babasının yanında madenin dibinde çalışmaya başlar. Paydos ıslığını duyduğu an çalışma arkadaşlarıyla futbola kaptırır kendini.

Futbolun hayatın kendisi olduğunu o zamanlar idrak eder ve 4-5 yıl içinde profesyonel olmaya karar verir. 1932 yılında Carlisle United kulübü ile profesyonel sözleşme imzalar. Olağanüstü geçen bir sezonun ardından İngiltere'nin ilk namağlup şampiyonu olan Preston'a transfer olur. 1939 yılında takımıyla Federasyon Kupası kazanan Bill, İskoçya Milli Takımı'nın da formasını giymeye başlar. Ancak hayatın zorlukları Bill'in peşini bırakmaz. 1913 Yılında savaşa doğan Bill, İkinci Dünya Savaşının başlamasıyla kariyerine ara verir. 8 yıl sonra futbola döndüğünde eski gücünde değildir ve futbolu bırakır. Dünya futboluna damga vuracak bu adamın hikayesi aslında burada başlar.

SÜREKLİ DAHA YÜKSEĞE
Profesyonel antrenörlük kariyeri de futbolculukta olduğu gibi Carlisle'de başlar. Grimsby, Workington deneyimlerinden sonra Huddersfield'in başına gelir. Takımda henüz 16 yaşında olan Dennis Law'ı keşfeder ve 110 bin sterline Manchester United'a yollar. Shankly'nin başarıya olan açlığı ve önlenemez hırsı o zaman ki Liverpool başkanı T.V. Williams'ın dikkatini çeker.
1959 yılında Liverpool ikinci lige düşmüş, kurtarıcısını arayan bir takım görünümüne bürünmüştür.
Ve Bill Shankly efsanesi 1959 yılında resmen Liverpool'un başına geçer.

LIVERPOOL'UN DÖNÜM NOKTASI
İngiltere'nin en büyük işçi kentlerinden olan Liverpool, kendi ruhuna uygun bir hoca ile çalışacaktır. Liverpool futbol kulübü, liman işçileri tarafından kurulmuştu ve Shankly, eski bir maden işçisiydi. İskoç menajer, tam anlamıyla bir enkaz devralmıştı. Yeni takımın çoğu işe yaramaz futbolculardan oluşan geniş ve hantal bir yapısı,tel tel dökülen stadı ve içler acısı antreman tesisleri vardı. Tek avantajı, Bob Paisley, Joe Fagan ve Reuben Bennet gibi tecrübeli ve yetenekli isimlerden oluşan teknik kadro yapısına sahip olmasıydı. Eksik olan Shankly idi ve aradıkları katalizörü bulmuşlardı. Kulüpte yapılan ağır ama etkili değişimler sonucu takımın stadı Anfield Road, değişimle birlikte her maça 40 bin kişilik taraftar grubu çekmeye başlamıştı.


Melwood'daki antrenman tesisleri yenilenmiş ve dünya çapında bir merkez haline getirilmişti. Takım, 1962 yılında şampiyonluğu kazanıp birinci lige çıkmaya hak kazanmıştı. Shankly ilk senesinde takımı ligde tuttu asıl amacının Everton'un elinde olan başarı ünvanlarını aşması gerektiğini biliyordu.

1964 yılında Liverpool'u şampiyon yaptığında, birinci lige çıkalı sadece 2 sene olmuştu ve bu tarihte ilk defa oluyordu. Üstelik Everton taraftarlarını da etkilemişti. Shankly, hem kulübü hem de takımı baştan aşağı değiştirmişti.

Madencilik yaptığı günlerde çamur olan sahada neredeyse imkansız olan top sürme yerine bol bol kısa pas yaparak oynuyorlardı. Bunu takımına da uygulamayı başardı. Liverpool'u ayağa kısa paslar yapan, sürekli hareket eden basit bir oyun yapısına kavuşturmuştu. Ayrıca günümüz futbolunda bütün takımların uyguladığı tandem olarak adlandırılan dörtlü defans taktiğini ilk uygulayan kişiydi.

Liverpool'un bir maçında kaleci bacak arasından gol yemiş, devre arası Shankly'nin yanına gidip özür dilemiş; "Hocam benim hatam bacaklarımı kapatmalıydım" demiştir. Shankly'nin cevabı ise yıllarca konuşulur: "Sen değil oğlum annen bacaklarını kapatmalıydı."


Fanatik taraftarların bulunduğu “Kop” tribünü adlı kale arkası, çıkış tünelinin üstüne “This Is Anfield” yazdıran Shankly’ye adeta aşıktı. Tribünleri bir amigo gibi yöneten Shankly, bir hareketiyle tribünleri susturuyor, atkısını sallamasıyla tribünleri coşturuyordu. İskoç teknik adam, taraftar gibi düşünüyor onların ne hissettiğini çok iyi anlıyordu. Bir defasında, Anfield Road’da şampiyonluk turu atarlarken bir çocuğun kendisine attığı atkıyı yakalayamayan Shankly, onu ayağıyla kenara atan bir polise "Bu senin için basit bir atkı olabilir ama o çocuğun hayatı" diyerek atkıyı boynuna asmış ve “Kop” tribününü selamlayan pozu daha sonra heykel haline getirilmişti.

Liverpool'un efsanevi forması da Shankly'nin eseridir. Bir Avrupa Kupası maçı öncesinde savunmanın belkemiği Ron Yeats'in kırmızılar içinde devasa görüneceğinden hareketle şortu daha önceden beyaz olan formayı kıpkırmızı yapar. Bu düşüncesi işe yarayacak olmalı ki 1973 yılında UEFA Kupası’nı takımın müzesine çekilir.

Bill bu muhteşem yılların ardından 1973 yılında kariyerini sonlandırır. Bu harika adam, 28 Eylül 1981'de 68 yaşında vefat ettiğinde bütün şehrin ağladığı bilinir.


                                       HE MADE THE PEOPLE HAPPY


-Liverpool şehrinin iki büyük takımı var. Biri Liverpool, diğeri de Liverpool'un yedekleri.

-Birinciysen birincisindir, ikinciysen hiçbir şey.

-Futbol kesinlikle hayat memat meselesi değildir, ondan çok daha önemlidir.

-Hakemlerin sorunu nedir biliyor musunuz? Kuralları biliyorlar ama futboldan anlamıyorlar.

-Topla ne yapman konusunda kararsız isen golü at, alternatiflerini ben maçtan sonra söylerim.

-Everton bahçemde oynasa, perdeleri kapatırım.

                                                                                                        BİLL SHANKLY


17 Eylül 2015 Perşembe

Her işin ilki aşırı derecede amatörce yapılır ve ciddi anlamda kötü sonuçlanır. Dolayısıyla ilk paylaşımı burada bitiriyorum.